24
May 2014
Yeşil Kampüs İTÜ’de Dünya Biyoçeşitlilik Günü

Dünya Biyoçeşitlilik Günü için İTÜ Ekoloji Kulübü tarafından düzenlenen fotoğraf gezisi, renkli kareler ortaya koydu. Ayrıcalıklı bir yerleşime sahip olan, hem İstanbul’un merkezinde bulunma hem de doğayla bütünleşme niteliğini koruyan İTÜ Ayazağa Yerleşkesindeki bitki ve hayvan varlığı, uzmanlar ve öğrenciler tarafından görüntülendi. Kampüsün ormanlık arazilerinde ve Gölet Vadisinde yapılan fotoğraf gezisinden yansıyanları görmek için tıklayınız.

gezide-bitkilerin-detaylari-lup-ile-gozlendi


“Alanın temiz kalması, izole olması, doğal yaşamın korunması, kuşların şehirde sığınacakları çok az alanlardan biri olan İTÜ Ayazağa kampüsünün önemini artırıyor.”

“İTÜ Ayazağa Kampüsü Gölet Vadisi doğallaşmış yaşam alanı içinde geniş bir biyoçeşitlilik içeriyor… Geniş maki toplulukları ve fundalıklar arasında binbir çeşit canlıyı barındıyor.”

Gezi sonrası Biyolog Esra Ergin ve Kuş Gözlemcisi İhsan Eroğlu tarafından kaleme alınan yazı:

“İTÜ Ayazağa Kampüsü Gölet Vadisi doğallaşmış yaşam alanı içinde geniş bir biyoçeşitlilik içeriyor… Geniş maki toplulukları ve fundalıklar arasında binbir çeşit canlıyı barındıyor.  Alandaki ibreli ağaç türlerinden karaçam, sahil çamı, ladin, ve servi türleri ile eğrelti otları geniş bir topluluk oluşturuyor. Ağaç sınırlarında mavi, beyaz ladenler, sarı çiçekleri ile katır tırnakları, pembe renkleri ile kuşburnu çiçekleri ve beyaz renkleri ile geyik dikenleri alana girerken güzel kokuları ile karşılıyorlar. İçerilere doğru kıvrıldıkça biraz daha farklı ağaç türleri çınar, gladiçya, akçakesme, defneler, kocayemişler çitlembik, menengiç ve dişbudaklar, çeşitli akasya türleri, palmiye ağacı göze çarpıyor. Bodur ağaçlar kermes meşeleri, fundalar, fındık diğer çalı ve bu türlerin altında otsu türler kekik ve karabaş otları, baklagiller ailesinin üyeleri, hardalgiller ve buğdaygillerden birçok tür karşımıza çıkıyor. Özellikle nemli ve gölgelik alanları seven orkideler yol kenarında, ağaçların altında gösterişli çiçekleri ile hemen dikkat çekiyorlar.

Gölete doğru inerken kılcal bir su akıntısı etrafında yükselen kuzukulağı, pazı otları, çeşitli hardal otları ve böğürtlenlerin oluşturduğu bariyer  ile koridorların ardından ilerde kamışlar, hasır otları ve sazlıklarla birleşiyor. Sazlıklardan aşağı doğru kavak ve söğütlerin eşliğinde gölete ulaşılıyor.

Alanın sahip olduğu her bir bitki türü, toprak ve kaya yapısı diğer canlıların dağılımını belirlerken her biri için de yiyecek ve barınak oluyor. Gölet vadisindeki  kuş ve kelebek türleri de ayrıca dikkat çeken canlılar. Doğa gezileri sırasında karşılaştığımız kuş türleri arasında yeşil papağan, iskender papağanı, erguvani, ak gövdeli ebabil, saksağan, kırlangıç ve daha bir çokları yer alıyor. Şu ana kaydedilen 82 kuş türünde ötücüler geniş yer kaplıyor. Düzenli yapılacak gözlemlerle bu sayının 100’ü aşacağı kesin. Barındırdığı bitki çeşitliliği ve göl, kuş çeşitliliğini de artırıyor. Alanın temiz kalması, izole olması, doğal yaşamın korunması, kuşların şehirde sığınacakları çok az alanlardan biri olan İTÜ Ayazağ kampüsünün önemini artırıyor.  Yeşil papağan, çıtkuşu, saksağan, bülbül gibi üreyen türlerin yanı sıra ilkbahar ve sonbahar aylarında yoğun ötücü göçüne rastlanıyor. Ayrıca kampüs üzerinden yırtıcı ve leylekleri de bu zamanlarda gözlemlemek mümkün. Sinekkapanlar, ötleğenler, ispinozgiller, balıkçıllar, doğanlar ve atmaca görülen türlerden bazıları…”